top of page

Yazar Bir Pilot - Antoine de Saint-Exupéry

1998'de Jean-Claude Bianco adlı bir balıkçı, Fransa'nın Marsilya kıyılarında, Akdeniz Okyanusunda çalışıyordu. Bir fırtına yaklaştığında, balıkçı ağını gemiye çekti ve etrafına sarılmış bir bileklik buldu. Bilekliği inceledikten sonra Bianco tanıdığı bir adamın ismini gördü. Bilekliğe bakan diğer yetkililer eşyanın büyük ihtimalle sahte olduğunu düşündüler. Ta ki, daha sonra Bianco'nun balıkçılık bölgesi yakınında çalışan bir tüplü dalgıç bilekliğin kaynağını keşfedene kadar: okyanusun tabanında bir uçak enkazı. Uçak II. Dünya Savaşı'ndan kalma bir keşif uçağıydı ve bileklikteki isim, 1943'te Küçük Prens adlı kitabın dünya çapında bilinen Fransız yazarı, Antoine de Saint Exupéry'den başkası değildi.

Balıkçı Jean-Claude Bianco'nun Antoine de Saint-Exupéry'nin bilekliğini keşfi

Antoine Marie Jean-Baptiste Roger de Saint-Exupéry, Fransa aristokrasisinde sağlam kökleri olan bir ailede, 1900 yılında Fransa'nın Lyon kentinde doğdu. Babası, 1904'te ölümcül bir felç geçiren bir sigorta yöneticisi olan Vikont Jean de Saint Exupéry idi. Annesi Marie de Fonscolombe, oğlunun anlattığına göre güzel, zeki ve sevecen bir kadındı. Viscount öldükten sonra, Marie beş çocuğuyla birlikte Lyon'un kuzeydoğusunda bulunan Saint-Maurice-de-Remens Kalesi'ne taşındı. Bu kale, teyzelerinden biri olan Kontes de Tricaud'a aitti. Çocuklar orada büyürken oldukça kaygısız bir yaşam sürdüler, annelerinin yaratıcı hikayelerini dinlediler, kırsalda oynadılar. Tiyatro ve müzikaller sergilediler. 1909 yılında aile, Fransa'nın merkezinde, Le Mans'ta bulunan Antoine’nin babasının dedesinin evine taşındı. Le Mans'ta yaşarken, Saint-Exupéry, Notre Dame de Sainte Croix adında bir Cizvit okuluna katıldı. 1912 yazında, Fransız havacılık öncüsü Gabriel Wroblewski ile ilk uçak yolculuğunu yaptı. Genç adam için hayat hızlı bir şekilde daha karmaşık hale geldi. Haziran 1914'te Avusturya-Macaristan Arşidük'ü Ferdinand bir Sırp suikastçısı tarafından öldürüldü. I. Dünya Savaşı'nın başlamış olmasına rağmen, Saint Exupéry ve küçük kardeşi Francois, Lyon yakınlarındaki Villafrance'deki Notre Dame de Montgré Cizvit okuluna gitmeye devam etti. 1915 Kasım'ında, savaş gittikçe büyüdükçe, iki kardeş İsviçre, Fribourg'daki Villa Saint-Jean okuluna taşındı. 1917 baharında, Saint Exupéry, bakalorya sınavını geçti. 1917 yılının Haziran ayında, Amerikan birlikleri I. Dünya Savaşı'nda Müttefiklere yardım etmek için Fransa'ya geldi. Aynı zamanda, Saint Exupery’in erkek kardeşi Francois, akut romatizmal ateş yüzünden öldü. O yılın sonbaharında, Saint Exupéry Paris'e taşındı ve önde gelen bir üniversite hazırlık okulu olan Lycee Saint Louis'de derslere katıldı. Daha sonra Brest'teki Fransız Deniz Akademisi'ne girmeye çalıştı. Bununla birlikte, Haziran 1918'de giriş sınavının sözlü kısmından başarısız oldu. Bu nedenle Paris'teki Güzel Sanatlar Okulu'na girdi ve on beş ay boyunca mimarlık okudu. Bu arada, I. Dünya Savaşı, 1918 Kasım'ında Müttefiklerin Almanya'ya karşı kazandığı zaferle sona erdi.


1921 yılının Nisan ayında, Saint Exupéry iki yıllık Fransız askerlik görevine başladı. Pilot olarak eğitim almak için Fransa'nın güney doğusunda Strazburg'a gitti. Haziran ayında ilk uçuş dersini Farman uçağında aldı. Bir ay sonra, Sopwith uçağında solo yaptı. 1921 yılının Aralık ayında askeri pilot lisansını aldı ve kısa bir süre Kuzey Afrika'da görev yaptı. Daha sonra Saint Exupéry, 1922 kışında Louise de Vilmorin'e aşık olduğu Paris'e geri döndü. Nişanlısının tehlikeli bir mesleğe bağlı olduğunu fark eden Louise, nişanı attı.

1924'te Saint Exupéry, yarı zamanlı bir posta pilotu oldu. 1926'da, ilk öyküsü olan The The Aviator'ı, Jean Prevost tarafından düzenlenen edebiyat dergisi Le Navire d'Antgent'ta yayımladı. Aynı yıl, en büyük kız kardeşi Marie Madeleine, tüberkülozla uzun süren bir mücadeleden sonra öldü. 1926 Ekim'inde, Saint Exupéry, Toulouse merkezli Latecoêre Hattı için uçmaya başladı. Postaları Fransa, İspanya ve Kuzey Afrika üzerinden geçirdi. 1927'de, zamanının çoğunu Dakar, Senegal'da geçirmeye başladı ve Sahra Çölü'nü ve halkını öğrenmeye başladı. Aynı yılın sonlarında, Sahra'nın Rio de Oro bölgesindeki Cap Juby havaalanının yöneticisi oldu. İstasyon şefi olarak, o bölgenin hem İspanyol yetkilileri hem de Arapları ile arkadaş oldu. Her iki grupla olan yakın ilişkileri, düşürülmüş posta pilotlarını kurtarmasına ve iki grup arasındaki anlaşmazlıklara arabuluculuk yapmasına yardımcı oldu.


İki yıl sonra, 1931'de Saint Exupéry, ikinci romanı Vol de Nuit veya Gece Uçuşu adlı kitabını yayınladı ve Fransız edebiyatının büyük ödülü olan Prix Feminina'yı kazandı. 1932'de, ABD'de Gece Uçuşu'nun İngilizce versiyonu çıkarıldı. Ve bir yıl sonra, Hollywood Gece Uçuşu'nu büyük ekrana uyarladı. Filmde, John Barrymore ana karakter Rivière'i oynadı. Film ayrıca Lionel Barrymore, Clark Gable, Myrna Loy ve Helen Hayes gibi diğer yıldızları da içeriyordu.

Bir Aralık 1935 uçuşunda, Saint Exupéry ve denizci Andre Prevot, uçaklarıyla Sahara Çölü'ne çakıldılar. Havacı, bir Bedevi karavanı tarafından kurtarılmadan önce birkaç gün çölde yürüdü. 1936'da yazı hayatına geri döndü ve Moskova'daki Mayıs Günü olaylarını ele aldı. Aynı yıl, savaş Avrupa'ya İspanyol İç Savaşı yüzünden geri döndü. Adolf Hitler’in Almanya’sı tarafından desteklenen General Francisco Franco, solcu olan İspanyol hükümetini devirmeyi başardı. Saint Exupéry, Fransız gazetesi The Intransigent için savaş hakkında bir dizi makale yazdı.


1937'de Saint Exupéry, Sahra'da kaybettiği uçağının yerine bir Caudron Simon uçağı satın alarak uçmaya geri döndü. Bir yıl sonra, bu kez Guatemala'da tekrar düştü ve asla iyileşemediği yaralalar aldı. 1939'da Güney Amerika ve Kuzey Afrika'daki uçan maceralarının bir kaydı olan Men Land'ı yayımladı. Kitap, Fransız Akademisi’nin 1939 Grand Prix du Roman ödülünü kazandı. Aynı yıl, roman Amerika Birleşik Devletleri'nde Wind, Sand and Stars olarak Ulusal Kitap Ödülü'nü kazandı. Film yönetmeni Jean Renoir, romanın bir film versiyonunu çekmek istedi ancak kimse bunu finanse etmedi.


1 Eylül 1939'da, II. Dünya Savaşı, Almanya'nın Polonya'yı resmen işgal etmesiyle başladı ve ardından İngiltere ve Fransa, Almanya'ya savaş ilan etti. Saint Exupéry, uçuşta aldığı yaralara rağmen keşif misyonlarını yapmak için Fransız hava kuvvetlerine katıldı. Ancak 1940 yılının Mayıs ayında, Alman kuvvetleri sonunda Fransızları ezip Paris'e girdi. Saint Exupéry, Özgür Fransız kuvvetlerine katıldı, ancak hava filosu sonunda terhis edildiğinde Fransa'dan New York'a kaçtı.


1942'de Fransa, hala Nazi Almanyası'nın kontrolü altındayken Saint Exupéry, Long Island’ın kuzey kıyısında, Asharoken'deki bir eve taşınmıştı. Orada yaşarken, önceki anılarına dayanarak bir çocuk kitabı yazmaya ve resmetmeye başladı. 1943'te Saint Exupéry, en iyi bilinen eseri The Little Prince'i Fransızca ve İngilizce olarak yayımladı. Yetişkinler için bir çocuk masalı olan bu kitap, 100'den fazla dile çevrildi. İncil'den ve Das Kapital'den sonra dünyanın en çok satan kitabı oldu.


Saint Exupery’nin gerçek hayatı, Küçük Prens'teki gibi mutlu ilerlemiyordu. Savaşta müttefiklerin eli tekrardan güçlendiğinde, Fransız keşif filosu yeniden yapılandırıldı ve Saint Exupery Kuzey Afrika'daki filoya yeniden katıldı. Burada birkaç uçuştan sonra 1944 Temmuz'unda son uçuşunu gerçekleştirecekti. 31 Temmuz'da Corsica Borgo'daki bir Müttefik hava üssünden havalandı ve güney Fransa'daki Grenoble bölgesine keşif fotoğrafları çekmeye gitti. Lockheed P-38 Lightning uçağı işte o gün ortadan kayboldu. Filosu 8 Eylül'de resmen kayıp olduğunu açıkladı.


Takip eden gün ve haftalarda, çeşitli taraflar Saint Exupéry'nin Akdeniz üzerinde vurulduğunu, bir uçuş kazası geçirdiğini veya hatta intihar ettiğini iddia etti çünkü filosundaki insanlardan daha izoleydi ve sürekli kendi başına vakit geçiriyordu. Ancak önceki görevinde, oksijen maskesinde sorun yaşamıştı ve neredeyse bayılacak duruma gelmişti.


2003 yılında bir kurtarma ekibi, uçağın büyük parçalarını okyanus yüzeyine getirdi. Kaza denetçileri, uçağın kimliğini seri numaralarıyla doğruladı. Ancak denetçiler, kalıntılarda kurşun deliği veya başka bir savaş hasarı da bulamadılar. Luc Vanrell, Exupéry'nin uçağını bilerek düşürdüğüne inanıyor, ancak çoğu tarihçi ünlü pilot yazarın ölümünün özel asıl sebebinin bu güne kadar gizemli kaldığını söylüyor.

Comments


  • Twitter
  • Instagram
bottom of page