top of page

Ilk Non-Stop Trans-Atlantik Uçuş

15 Haziran 1919'da John Alcock ve Arthur Brown, Vickers Vimy uçaklarını İrlanda'nın Clifden kentindeki bir bataklığa indirdiler ve Atlantik'teki ilk non-stop uçuşu gerçekleştirdiler.


Atlantik üzerinde ilk non-stop uçuşu kim/kimler gerçekleştirdi diye sorarsanız muhtemelen Charles Lindbergh cevabını alırsınız. Bu cevap aslında kısmen doğrudur, Lindbergh ilk trans-atlantik solo uçuşu gerçekleştiren kişidir. Fakat sorunun asıl cevabı havacılık tarihi tutkunlarının bileceği üzere John Alcock ve Arthur Brown ikilisidir.


1913'te İngiliz Daily Mail gazetesi, Atlantik'i geçen ilk havacıya 10.000 sterlin (bugünün parasında yaklaşık 1.1 milyon dolar) ödül vereceğini açıkladı. Ancak Birinci Dünya Savaşı nedeniyle hiçkimse bu girişime kalkışamadan yarışma kapatıldı. İşin aslı, 1913'te herhangi birisinin bu uçuşu yapabilecek olması mümkün değildi. Ancak savaşın sonunda havacılık teknolojisi önemli ölçüde gelişmişti. 1918'in sonlarında, trans-Atlantik yarışması yeniden başladı ve uçuşun 72 saatten daha kısa bir sürede yapılması gerektiği şartı eklendi. İngilizler için savaşın anıları hala taptaze olduğundan, o dönemdeki İngiltere'ye düşman ülkelerin vatandaşlarının yarışmaya katılması engellendi.


1919 baharında, Atlantik'i geçen ve ödülü kazanan ilk insan olabilmek için Newfoundland'daki St. Johns'da bir sürü takım toplandı. O kadar çok takım vardı ki Alcock ve Brown uçuşları için pist olarak kullanabilecekleri uygun bir alan bulmakta zorlanıyorlardı. Bölgede havaalanı yoktu. İngiltere'ye geri dönme girişimi için hazırladıkları Vickers Vimy uçağı hala vapurun üstünde ilerliyordu ve diğer takımlar çoktan en iyi yerlerde kamplarını kurmuştu.


Vickers Vimy, o yıllar için kocaman bir uçaktı. Çift motorlu bombardıman uçağı I. Dünya Savaşı'nda kullanılmak için geliştirilmeye başlandı, ancak savaş bitene kadar hazır olamadı ve savaşta kullanılmadı. Kanat açıklığı 67 feet'ten daha fazla olan çift kanatlı, her biri 360 beygir güç üreten bir çift 12 silindirli Rolls-Royce motoruyla güç sağlıyordu. trans-Atlantik denemesi için kullanılan uçak, bomba raflarının sökülmesinden sonra fazladan yakıt tankı eklenerek modifiye edildi, böylece uçuş için 865 galon taşıyabildi. Pilot ve yön bulucu, uçağın önündeki açık bir kokpitte oturuyorlardı.

Vickers Vimy, 1919

Mayıs ayının ortalarına kadar, rakip takımlardan biri okyanusun üstünde 20 saat kadar doğuya uçtu, ardından motor sorunları başladı ve kokpit ekibini denize iniş yapmaya zorladı Neyse ki, uçak büyük bir geminin yanına iniş yaptı ve mürettebat kurtarıldı. Başka bir yarışmacının girişiminde ise uçak daha havalanamadan kaza yaptı.


Vickers Vimy, 26 Mayıs'ta Newfoundland'a geldi. Alcock ve Brown'ın uçağı monte edebilmesi için küçük bir alan kullanmalarına izin verildi, ancak ağır yakıt yüklü uçağın kalkış yapabilmesi için pist yeterince uzun değildi.


Vimy'nin parçaları, 13 sandığın içinde geldi ve sadece iki hafta içerisinde geniş bir kanvas çadırda monte edildi. Aynı zamanda, uçak kurulurken, Alcock uygun bir kalkış alanı buldu. Bir grup insan kayaları kaldırarak burayı bir pist olarak kullanabilmek için çalıştı.


Birkaç gün boyunca kötü hava koşullarının geçmesini bekledikten sonra uçağı yeni alanına yaklaştırma ve kalkış girişiminde bulunma kararı alındı. Yakıtın altında kalan kırılmış bir iniş takımını tamir etmek için birkaç dakikalık onarımdan sonra, Alcock ve Brown, 14 Haziran'da Lester's Field'dan kalkış yaptı.


Brown, yolculuğa başladıklarını duyurmak için radyoya "Uçuşa başlandı ve her şey yolunda" mesajını verdi. Ne yazık ki, mürettebatın vereceği ilk ve son radyo mesajı olacaktı. Rüzgarla çalışan jeneratör kısa bir süre sonra bozuldu ve ikili uçuşun geri kalan kısmı için telsizsiz kaldı. Bir sekstant ve 'drift-bearing plate' kullanan Brown uçarken konumlarını belirleyebiliyordu fakat telsiz bozulduktan kısa bir süre sonra denizi büyük bir sis kapladı ve bu yüzden kayma açısını belirlenemez hale geldi. Gece yaklaşırken, Brown Alcock'u bulutların üzerine tırmanması için ikna etti. Böylece yıldızları konumlarını düzeltmek için kullanabildiler. Brown saatte ortalama hızlarının 106 mil olduğunu, planladıklarından daha hızlı olduklarını hesapladı. Ancak kısa süre sonra başka bir bulut tabakasına doğru uçtular ve bu durum Alcock'un uzaysal oryantason algısını bozup uçağın kontrolünü kaybetmesine neden oldu. Hava hızı göstergesi de sıkışmıştı ve bu yüzden Alcock uçağın yavaşladığını fark etmedi. Alcock uçağın kontrolünü kaybediyordu. Uçak en sonunda stall pozisyonuna geçti ve spin atmaya başladı. 4,000 fitten fazla irtifa kaybettiler. Alcock uzun bir mücadelenin ardından uçağını spinden kurtardı ve yeniden İrlanda'ya doğru ilerlemeye başladılar. Hava durumu daha da kötüye gidiyordu ve bir süre sonra yoğun kar yağışı başladı. Uçağı buz kapladı ve Brown, sık sık ayağa kalkmak ve kokpitin dışındaki alet sensörlerinden buz ve karı temizlemek zorunda kaldı. Sonunda, buz tabakası motorlardan birinin hava girişini kapladı. Alcock, geri ateşlemenin buzu kırabilmesi için için motoru durdurmaya karar verdi. Daha sıcak havaya doğru iniş yapan ikili, bu sayede buzu kırabileceklerini umdu. Yaklaşık 500 feet hızla, açık gökyüzüne girdiler ve yarım saatin ardından motoru yeniden çalıştırabildiler. Bu meşakkatli sürecin biraz sonrasında Alcock ve Brown İrlanda'yı görebiliyordu. İnişleri o kadar da efsanevi olmadı. Alcock uçağı sağlam bir zemine indirdiğini düşünüyordu fakat burası bataklıktı. Teker yere değdiği anda bataklığın içine göçtü ve uçağın burun kısmı onunla birlikte yere çakıldı. İlk trans-Atlantik non-stop uçuşu, hafif bir kaza ile tamamladılar. Savaş bakanı Winston Churchill tarafından para ödülü kazandılar ve Kral 5.George tarafından şövalye ilan edildiler.


Önümüzdeki birkaç yıl boyunca bir sürü uçak Atlantik'ten geçip farklı lokasyonlara uçacaktı. Sonunda 1927'de Charles Lindbergh, Orteig Ödülü'nü kazanmak için New York ve Paris arasındaki tarihi uçuşunu yapacaktı. Lindbergh, Atlantik'i uçakla geçen 19. kişi oldu fakat bu ilk solo non-stop trans-Atlantik uçuştu.

Comments


  • Twitter
  • Instagram
bottom of page